Henüz bir tasarımdan öteye gidemeyen Tokyo Babil Kulesi, eğer bugün inşa edilmeye başlanırsa yapımı 100 ya da 150 sene sürebilir, içerisinde 30 milyon insanı barındırabilir ve Dünya’nın en yüksek dağı olan Everest’ten bile 1150 metre daha uzun olabilir.
Tarih boyunca ülkeler sanat, savunma ve turizm gibi çeşitli nedenlerle kuleler ve kolezyumlar gibi pek çok yapılar inşa ettiler ve günümüzde de inşa etmeye devam ediyorlar.
Günümüzde gösterişi ile bizi büyüleyen binlerce kule bulunmasına rağmen tarihin en büyük kulesi olarak tasarlanan Tokyo Babil Kulesi henüz inşa edilemiyor. Peki neden inşa edilmedi? Bu yapıyı bu kadar özel yapan ne? Gelin, bu sorulara cevaplar bulalım.
Tokyo Babil Kulesi 10 km yüksekliğinde tasarlanan bir hiperyapı. Bu nedenle de insanlığın tasarladığı en büyük yapı ünvanına sahip.
Bu devasa yapının tasarımcısı ise Waseda Üniversitesinden Profesör Toshio Ojima.
Kulenin ismi ise İncil’deki Babil Kulesi gibi cennete yükselme arzusunu ima ediyor.
Kule yaklaşık olarak 1969 kata sahip.
Tokyo Babil Kulesi’ne yükseklik olarak en yakın bina, yalnızca 4000 metre yüksekliğindeki X-Seed 4000 binasıdır. Bu bina ise 800 katlıdır ve Tokyo Babil Kulesi gibi henüz inşa edilmemiştir.
Yapının logaritmik tasarımı, koni şekli, geniş tabanı ve daralan üst kısımları onu herhangi bir kuvvete dayanabilecek kadar güçlü kılmaktadır.
Tokyo Babil Kulesi aynı zamanda bir arkoloji* örneği çünkü proje biyolojik çeşitliliğin korunmasına odaklanıyor.
*Arkoloji, İngilizce “mimarlık” ve “ekoloji” sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan, son derece yüksek nüfus yoğunluğu arasında büyük yapılar için bir dizi mimari tasarım ilkeleridir.
Tasarımda Tokyo’nun büyümesi sekiz farklı nesle ayrılmış. Nesiller 1880’ler ile başlıyor ve uzak geleceğe kadar devam ediyor. Kule, sekizinci nesilde bölgenin tüm sakinlerinin Tokyo Babil Kulesi’ne benzer tek bir mega yapıda yaşamaya başlayacağı şekilde tasarlanmış. Bunun amacı, kentsel büyümenin olumsuz çevresel etkilerini azaltmakmış.
Yapı, 1885’te açılan Tokyo’nun en işlek hatlarından biri olan Yamanote Hattı’nın iç tarafında yer alacak şekilde tasarlandı.
Kulenin tasarımı, aşağıdaki gibi bölgelere ve tesislere ayrılmış.
Mega yapı; şehrin tüm hükümet, iş ve eğlence tesislerini tek bir büyük binada bir araya getiriyor. Böylece toprak alanların azalması, binalarda kullanılan yapıların ısı tutması, ağaçların azalması gibi nedenlerle ortaya çıkan ısı adası etkisini azaltmayı amaçlamışlar.
1994’te Japonya’da yaşanan ekonomik sorunlardan sonra, Tokyo Babil Kulesi gibi hiperyapıları araştırmaya devam etmek için “Japon Hiperbina Çalışma Grubu” kuruldu.
Ancak hükümetin sık sık değişmesi ve sürekli meydana gelen depremler bu çalışma grubunun dağılmasına neden oldu.
Tokyo Babil Kulesi’nin yapılamama nedenleri:
- Aşırı maliyetli bir proje olması (25 trilyon dolar)
- Yapısı gereği büyük bir arsaya ihtiyaç duyulması
- Uçak kazalarına sebep olmamak için kısıtlı uçuş bölgesine sahip bir yerde inşa edilmek zorunda olması
- İçerisinde 30 milyon kişi yaşayacağı için oluşabilecek doğal afetlerde potansiyel ölü sayısının çok fazla olması
- Yükseklikten dolayı sert hava koşullarının insanları etkileyebilecek olması