Beyninizi Farklı Düşünmeye Zorlayıp Yazma Becerilerinizi Üst Seviyeye Çıkaracak Egzersiz Teknikleri (Kitap Okumaktan Çok Daha Fazlası Var.)

Beyninizi Farklı Düşünmeye Zorlayıp Yazma Becerilerinizi Üst Seviyeye Çıkaracak Egzersiz Teknikleri (Kitap Okumaktan Çok Daha Fazlası Var.)
0

 

Yazmak, sadece kelimeleri art arda dizmekten ibaret değil. Hayal gücünü serbest bırakmak, düşünce kalıplarını kırmak ve farklı perspektiflerden bakabilmek gerekiyor.

Yazma yoluna kendini adamış, farklı yazılar ortaya çıkarmak isteyenler ise genellikle yazma egzersizlerini arar.

Bol bol kitap okumak, günlük tutmak gibi herkesin bildiklerinin dışında gerçekten yazarlık kaslarınızı geliştirecek bazı yöntemler var. İşte yazarlık yeteneklerinizi geliştirecek yaratıcı egzersizler!

5 duyunuza odaklanın.

Duyularınızı harekete geçirin ve bir sahneyi ya da olayı sadece görsel değil; kokular, tatlar, sesler ve dokularla anlatmaya çalışın.

Sabah kahvesini basitçe “kahve içtim” diye değil, sıcaklığını ellerinizde nasıl hissettiğinizi, kahve kokusunun size ne hatırlattığını, ilk yudumda ağzınızda bıraktığı tadı da ekleyerek yazın.

Rastgele cümle ile başlayın.

Bir kitaptan veya gazeteden rastgele bir cümle seçin ve bu cümleyi hikâyenizin başlangıcı yapın. O cümleden yola çıkarak nereye varacağınızı düşünmeden yazmaya devam edin. Böylelikle beyninizin alışılmış kalıpların dışına çıkmasını sağlayacaksınız.

Kendinizi kopyalayın.

yazı yazma egzersizleri

Daha önce yazdığınız bir metni yeniden yazın ama bu kez tamamen farklı bir bakış açısıyla. Belki bir hikâyenizi üçüncü tekil şahıstan birinci tekil şahsa çevirin ya da anlatıcının kişiliğini değiştirin. Aynı olayı bir çocuk, bir yaşlı, bir dedektif veya bir köpek nasıl anlatırdı?

Farklı bir perspektiften yazın.

Bir olayın yalnızca kahramanın gözünden anlatılmasına alışkınsınız. Peki ya yan karakterin gözünden nasıl görünürdü? Bir suç hikâyesini mağdurun değil de suçlunun perspektifinden yazmayı deneyin.

Günlük nesnelerden hikâye çıkarın.

Etrafınızdaki bir nesneyi seçin ve onun geçmişini hayal edin. O kalem kime aitti, hangi ellerde dolaştı? Bir eşya üzerinden geçmişe veya geleceğe açılan hikâyeler yazabilirsiniz.

Hikâyenizi başkası bitirsin.

Bir hikâye yazın ve yarıda bırakın. Sonunu bir arkadaşınıza yazdırın ya da kendinize bir hafta sonra tekrar dönüp bakın. Başkasının yazdığı bir metni de devam ettirebilirsiniz.

Zamanda yolculuk yapın.

Bugünün değil, 100 yıl öncesinin veya 50 yıl sonrasının dünyasında geçen bir günlük yazın. İnsanlar nasıl yaşıyor, hangi dertleri var, nasıl iletişim kuruyorlar? Bu tür bir egzersiz ile yaratıcılığınızı sınırların dışına taşıyabilirsiniz.

Farklı türde yazın.

Hep aynı türde yazıyorsanız, ters köşe yapın. Eğer roman taslakları üzerine çalışıyorsanız bir gün şiir yazmayı deneyin. Deneme yazıyorsanız bir diyalog yazın. Yeni bir form denemek, kelimelerle olan ilişkinizi geliştirir.

Şu an ne oluyorsa yazın.

kitap yazmak

Etrafınıza bakın ve o an ne görüyorsanız, onu en ince detayına kadar yazın. Otobüs durağındaki adamın yüz ifadesi, sokaktaki köpeğin yürüyüşü, kahvecideki insanların konuşmaları… Detaylara odaklanmak, yazınızı daha canlı hâle getirir.

Kelime sınırı koyun.

Bazen kısıtlamalar da yaratıcılığı artırır. 50 kelimelik bir hikâye yazın. Sonra bunu 10 kelimeye indirin. Daha sonra tek cümleyle anlatmayı deneyin. Kısa ve öz anlatım gücünüzü geliştirmek için birebir.

Sadece diyalog yazın.

hikaye yazmak

Olayları anlatmayın, betimleme yapmayın. Sadece iki karakterin konuşmalarını yazın. Karakterlerin duygu durumlarını, ortamı ve olayları okuyucu diyalogdan çıkarsın.

Ters giden bir gün yazın.

Her şeyin ters gittiği bir günü hayal edin. Sabah uyandığınızda saat geriye mi akıyor? Konuştuğunuz insanlar sizi anlamıyor mu? Komik, garip veya korkutucu olabilir. Kendi hayal gücünüze meydan okuyun.

Kendinize soru sorun.

yazı yazma teknikleri

“Eğer hiç uyuyamasaydım, hayatım nasıl olurdu?”
“Eğer tek bir gün geçmişe dönebilseydim, hangi anı seçerdim?”
Bu tür sorulara uzun uzun cevap vermek, zihninizi açacaktır.

Bir yabancının hikâyesini hayal edin.

Kafede oturan birini gözlemleyin. O kişinin kim olduğunu, hayatında neler olup bittiğini hayal edin ve yazıya dökün.

Bir şeyin kendi ağzından anlatın.

yazı yazmak

Bir sokak lambası, eski bir defter veya bir kedinin gözünden dünyayı anlatın. Böylece empati yapma yeteneğiniz gelişir ve nesneleri bile bir karakter gibi düşünmeye başlarsınız.

Bir rüyanızı yazın.

Rüyalar mantıklı olmak zorunda değil, tıpkı bazı hikâyeler gibi. Bir rüyanızı olabildiğince detaylı yazın ve daha sonra mantıklı bir hikâyeye dönüştürmeye çalışın.

Olayı bir gazeteci gibi anlatın.

Sıradan bir olay seçin ve bunu bir haber diliyle yazın. Bir kedinin ağaca tırmanmasını sanki büyük bir olay gibi anlatın. Eğlenceli ve yaratıcı bir çalışma olacağını göreceksiniz.

Gördüğünüz ilk 5 kelimeyle bir hikâye yazın.

Gazete, internet veya bir kitap açın ve rastgele 5 kelime seçin. Bu kelimelerin geçtiği kısa bir hikâye yazın.

Şarkıyı hikâyeye dönüştürün.

Sevdiğiniz bir şarkının sözlerinden ilham alarak da hikâye yazabilirsiniz. Belki de şarkının anlatıcısı aslında bir karakterdir.

En son hissettiğiniz güçlü bir duyguyu yazın.

Öfke, mutluluk, korku, şaşkınlık… En son yoğun olarak hissettiğiniz duygu hangisiyse onu tüm detaylarıyla anlatın.

Tüm bunlarla sadece yazma yeteneğinizi güçlendirmekle kalmazsınız aynı zamanda beyninizi daha yaratıcı düşünmeye yöneltirsiniz. Hangi türde yazıyorsanız yazın, sınırlarınızı zorlayın.

1959 yılında Samsunda doğdu. 1989-2005 Yılları arasında Temsa, Mitsubishi, Sabancı Holding grubunda Otomotiv, Bilgi işlem ve Yazılım bölümlerinde Müdür olarak çalıştı. Adnan Güney, şu anda, Network Dizayn Yazılım ve Tasarım koordinatörü olarak çalışmalarına devam etmekte. Ayrıca Blogger, Wordpress, Tumblr, Google sites gibi alanlara ilgili olup, uzun yıllardır SEO ve Alexa üzerinde çalışmakta.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir