Daha önce japon ahşap sanatı olan sashimono tekniğini duymuş muydunuz? Bu eşsiz teknik, yüzyıllardır süregelen bir zanaat geleneğinin ürünü.
Ahşap işçiliği, form ve işlevin zarif şekilde birleştiği bir disiplindir. Japonların “sashimono” olarak bilinen ahşap işçiliği geleneği, birleşimin ne kadar güzel olabileceğinin en güzel örneklerinden biri.
Peki, sashimono nedir ve bu teknikle evler nasıl inşa ediliyor?
Sashimono, mobilyaların ve yapıların hiçbir çivi veya vida kullanılmadan inşa edilmesi geleneğidir.
Teknik; basit keski, el testeresi ve rende gibi araçlarla karmaşık ahşap eklemler oymayı içeriyor. Ortaya çıkan eklemler, yapılar bir araya getirildiğinde görülmese de inşa sürecinin her aşamasında büyük hassasiyet ve özen gerektiriyor.
Ahşaba olan saygı, Japonya’nın geniş ormanlık alanlarından ve demirin sınırlı bulunabilirliğinden kaynaklanıyor. E Japonlardan da tam olarak böyle bir teknik beklenirdi zaten. 🙂
Sashimono geleneği, Hōryū-ji gibi tarihi yapılarla da kendini gösteriyor.
Nara bölgesinde bulunan Hōryū-ji tapınağı, M.S. 7. yüzyıldan kalma 11 binasıyla dünyanın en eski ayakta duran ahşap yapılarından biridir.
Tapınak, Çin mimari prensiplerinin Japonya’ya nasıl uyarlandığını ve Budizm’in Japonya’daki mimariye nasıl etki ettiğini gösteriyor.
Hōryū-ji tapınağı, “miyadaiku” adı verilen ve tapınaklar inşa eden marangozlar tarafından yapılmıştır. Marangozlar, ahşap eklemler kullanarak yapının yüzyıllar boyunca ayakta kalmasını sağlamışlar.
Kısaca evet, çivi veya vida kullanmadan evler/yapılar inşa etmek mümkün. Ancak günümüzde bu tekniğin kullanılması için aynı şeyi söyleyemeyiz çünkü yüksek kaliteli ahşap malzemelere olan talep, orman kaynaklarını tüketebilir.