Nazilerin uyguladığı işkenceleri duymayanımız kalmamıştır. Bir de bunun yanında savaş sırasında geliştirip kullandıkları yamuk namlulu silahlar var. Eğer uzun süre kullanmaya devam edilseydi, nüfusun büyük çoğunluğunu yok edebilecek silahlardı.
Nazilerin II. Dünya Savaşı sırasında kullandığı, daha sonra diğer devletlerin de bir dönem deneyerek geliştirdiği yamuk namlulu silahlar, düşmana karşı bir galibiyet almanın en kesin ve kolay çözümlerindendi. Çünkü bu silahla atış yapan kişi hiçbir şekilde gözükmüyordu.
Peki özel olarak geliştirilen bu tüfeklerin başka ne gibi işlevleri vardı? Neden sadece denemeyle kaldı? Hayata geçseydi kim bilir daha neler olacaktı?
Naziler tarafından geliştirilen Krummlauf, StG-44 tüfeği için özel olarak tasarlanmış bir namlu türüdür.
Bu ilginç tasarım, atıcının kendini göstermeden köşelerden atış yapabilmesini amaçlamış. Kâğıt üzerinde 30, 45, 60 ve 90 derecelik versiyonları olmasına rağmen StG-44 için sadece 30 derecelik versiyonu üretilmiş.
Ancak bu özel tasarımın yalnızca avantajları yok; en büyük dezavantajı, namlunun maruz kaldığı yüksek basınç nedeniyle atış ömrünün sınırlı olmasıydı. Bu silahlar ise 150-300 atış arasında bir sınırlı ömre sahip.
Düşman askerine karşı geliştirilen Krummlauf, tank mürettebatında da kullanıldığı biliniyor. Özellikle Alman Komutan Ferdinand Schörner’in tank yok edicisinde makineli tüfek bulunmadığı durumda Krummlauf takılı StG-44 tüfekleri makineli tüfek olarak kullanılmış.
ABD, bu özel namlu sistemini M3 Grease silahı üzerinde denedi; ancak bu denemeler sınırlı isabetlerle sonuçlandı.
Krummlauf’un Amerikan denemelerinde, isabetin sadece düşmanın bulunduğu alanı vuracak kadar iyi olduğu belirlenmişti. İlk örnekleri Kore Savaşı’nda görülmüş, daha sonra 1953 yılında dönemin popüler dergisi LIFE’da da tanıtıldı.
Ruslar da benzer bir şekilde bu eğik namlu sistemini PPSH tüfekleri üzerinde denediler. Fakat kullanımının pratik olmaması ve namlu atış hızının düşük olmasından dolayı bu modeller tercih edilmeyenler arasındaydı. Bu silahların avantajı, her yöne çevrilebilmesi ve diledikleri yerden atış yapabilmesiyle sınırlıydı.
Bu silahlar genel olarak kavisli gövde olarak biliniyor.
Bu namlu türü, Alman Kara Kuvvetleri Wehrmacht’ın çeşitli silah türlerinde kullanılsa da en bilineni bizim de yukarıda bahsettiğimiz, II. Dünya Savaşı’nın ikinci yarısında ortaya çıkan standart saldırı tüfeği StG 44’ün tasarımında saklıydı.
Sturmgewehr 44, Alman saldırı tüfeklerinin en önemlilerindendi. Savaşın sona ermesine yakın, bu silahtan yaklaşık 450 bin adet üretildi. Tüm modern makineli tüfekler arasında büyük miktarlarda üretilen ve ilk öne çıkanı buydu.
Dönemin birçok hafif makineli tüfeğinden farklı olarak bu yamuk namlulu silahların ateş menzili diğerlerine nazaran çok daha uzundu. Bunun sağlanması ise özellikle ara tabanca ve tüfek arasında bir geçiş olan kartuşun kullanılmasıyla gerçekleşmişti. Bu kartuş, daha iyi balistik özelliklere sahipti ve makineli tabancalarda yaygın olarak kullanılan tabanca kartuşlarından da güçlüydü.
Krummlauf, 1943’ün sonlarında Alman Rheinmetall şirketi tarafından ordu siparişi üzerine tasarlandı.
Tanklardan 150-200 metreye kadar olan mesafelerdeki siperlerde çok etkili görünen su ilahların ilk prototipi olan Krummerlauf, standart bir Alman karabina (tüfek) olan Mauser K98K’ye monte edilmişti. Birçok test atışından geçen bu tüfek, deneme dışında hiç kullanılamadı.
Kullanılmama sebepleri ise atış ömrünün uzun olmaması, ateş ederken ucunun çoğu zaman basınca dayanamaması, kopması gibi sebeplerden dolayı tarihe gömülen teknolojiler arasında yerini aldı.
Eğer Naziler, etkin bir biçimde yamuk namlulu silah teknolojisini tahmin ettikleri doğrultuda geliştirebilselerdi, bugün belki de her şey hepimiz için de çok farklı bir seyirde olurdu. Kim bilir, belki de Wanted filmindeki bu sahne ilerleyen zamanlarda teknolojiyle mümkün olur!